ÖLÜM ANI VE SONRASI YAPILACAKLAR

 



1) ÖLÜM ANI: Ölüm anı dünya hayatının sonu ve ahiret hayatının başlangıcıdır. Bu açıdan ölüm döşeğindeki hastanın, ebedi yolculuğa ruhen hazırlanmasına yardımcı olunmalıdır. Zira hastaya gösterilen sevgi, saygı ve hoşgörülü yaklaşım tarzı dinimizce sevap kazandıran eylemlerden sayılmıştır. Ayrıca hastaya gösterilecek sözlere dikkat edilmeli, ümitsizliğe düşürücü, gönül kırıcı sözlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Allah’ın rahmetinden, affından, bağışlamasından bahsedilmeli ve mümkün olduğu kadar ona dua edilmelidir. Sonuç itibariyle ölüm döşeğindeki hastanın son yolculuğunda moralinin yüksek olması sağlanmaya çalışılmalıdır.

 

2) ÖLÜM ESNASINDA YAPILACAK İŞLEMLER: Ölüm üzere olan kişi,  mümkünse  yüzü  kıbleye  gelecek  şekilde  sağ  yanına çevrilir. Bu mümkün değilse, başı hafifce yükseltilip ayakları  kıbleye doğru uzatılarak sırt üstü yatırılır. Eğer  bu  da  mümkün değilse sıkıntı vermeyecek şekilde  en  uygun  konumda  yatırılır. İnsan için en zor durum olan can verme esnasında, ölüm döşeğindeki  hastanın  ağzı  genellikle  susuzluktan  kurur. Hastanın hizmetinde bulunanlar az miktarda suyla  sık  sık  onun ağzını ıslatmalı ve hararetini gidermelidir. Aynı şekilde hastanın yanında onun duyacağı bir ses tonuyla Kelime-­‐i Tevhid ile Kelime-­‐i Şehadet telaffuz edilerek hatırlatılmalıdır. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Siz ölmekte olana Kelime-­‐i Tevhid’i telkin edin, hatırlatın” (Müslim, Cenaiz, 1) buyurmuşlardır. Hastanın yanında Kur’an da okunabilir. Hz. Peygamber (s.a.v.), “ölülerinizin (ölmek üzere olan hastalarınızın) yanında Ya Sin (suresini) okuyunuz” (İbn Mace’,  Cenaiz,  4) buyurmuşlardır.

Ölümün gerçekleşmesinden sonra meyyit yıkanana kadar onun yanında Kur’an okunmaz. Zira mekruhtur. Fakat başka bir odada yüksek sesle okumak mekruh olmadığı gibi; ölünün bulunduğu odada içinden Kur’an okumakta da bir sakınca yoktur.

 

3) ÖLÜM HABERİ: Ölüm döşeğindeki kişinin yakınlarına haber verilerek helalleşmelerine imkan verilmelidir. Ayrıca hastanın yakın akrabaları ve sevdiği kişilerin yanında bulunmaları hastanın öz güvenini artırabilir ve ölüm korkusunu azaltabilir. Kişi vefat ettikten sonra ise cenaze ile ilgili hizmetlerin görülebilmesi ve dini görevlerin yerine getirilmesi için eş, dost, akraba ve arkadaşlarına uygun bir şekilde ölüm haberi ulaştırılmalıdır. Ölüm haberi telefon, gazete ve internet gibi iletişim araçlarıyla yapılabilir.

4) ÖLÜM SONRASINDA YAPILACAK İŞLEMLER:

1. Ölüm olayı evde vuku bulmuşsa ilk önce ev doktoru aranır. Doktor ölüm tesbitini yapar ve ölüm kağıtlarını hazırlar.

 

2. Vefat hadisesinden hemen sonra cenaze soğumadan üzerindeki elbiseler ve varsa zinet eşyaları çıkarılır. Vefat eden kişinin ağzı ve gözleri kapatılır ve bir bez ile çenesi bağlanır.

 

3. Cenaze ayakları kıbleye doğru uzatılarak düzgün bir şekilde sırt üstü yatırılarak eller yan tarafına uzatılır.

 

 

4. Cenazenin düzgün şekle getirilmesi için ayaklar uzatılıp baş parmaklar ve ayak bilekleri birbirine bağlanır.

 

5. Cenaze hizmetleri aranır.

 

6. Cenazenin emniyetli taşınabilmesi ve özellikle kadın cenazelerin mahremiyetine riayet edilebilmesi için cenaze sağlam bir örtüye (battaniye olabilir) sarılır.  Taşımaya gelenlere, örtünün (battaniye) kesinlikle açılmaması gerektiğini hatırlatmaktadırlar. Bu durumu ailenin taşımak için gelenlere tekrar hatırlatması da faydalı olacaktır.

 

 

 

MEYYİTİN (ÖLÜNÜN) YIKANMASI

a.     Ölen erkek veya kadını, bedenleri örtülecek şekilde kefenlemek farzdır. İnsanın ölüsü de saygıya layıktır. Bu saygı bir yönüyle, ölünün yakınlarına bir teselli mahiyeti taşıdığı gibi ölümün hiçlik olmadığını anlatmak amacına da yöneliktir. O ölmüştür, fakat yine insandır; bu dünya açısından ölmüştür, fakat başka bir âlem için yeniden doğmuştur. Ölünün âdeta yeni doğmuş bir çocuk gibi yıkanması, bir yönüyle bu yeniden doğuş olayını sembolize etmekte, bir yönüyle de bu fâni yolculuğun yani dünya hayatının kendisi üzerinde bıraktığı kir, toz ve bulaşıkları gidermeyi temsil etmektedir. Bu yıkamanın ardından, yeni doğan çocuğa giydirilen zıbın misali kefene sarılır ve büyük bir ihtimamla beşiğine indirilir.

b.     Bir ölüyü ona en yakın olan biri veya takva sahibi güvenilir bir kimse yıkamalıdır.

c.      Meyyitin yıkanmasi farz-ı kifâyedir. Yanmış, boğulmuş, şişip dağılmış olanlara abdest aldırmaya gerek yoktur; üzerilerine sadece su dökmekle yetinilir.

d.     Ölmüş bir Müslüman’ın başı ile beraber vücudunun çoğu bulunuyorsa yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. Fakat başsız olarak yalnız vücudun yarısı bulunsa veya gövdesinin çoğu kaybolmuşsa yıkanmaz, kefenlenmez ve üzerine namaz kılınmaz. Bir beze sarılarak gömülür.

e.     Cenazenin gereksiz ve sebepsiz yere geciktirilmemesi için meyyitin bir an önce yıkanması, kefenlenip hazırlanması müstehaptır.

f.       Erkek meyyitleri erkekler, kadın meyyiteleri ise bayan yıkayıcıların yıkaması gerekir. Yıkayan kişiler abdestli olmalıdır.

g.     Ölü doğan çocuk örtü ile örtülüp defnedilir. Yıkanmasına gerek yoktur.

h.     Yıkanmanın mümkün olduğu kadar kapalı bir alanda gerçekleştirilmesi gerekir.

i.        İmkân dâhilinde meyyitin ayakları Kıbleye doğru olarak teneşire sırt üstü yatırılır.

j.        Cenaze yıkanan yere güzel kokular konulur.

k.      Gerekli sabun ve temizlik maddeleri hazırlanmalıdır.

l.        Meyyitin göbek ile diz altı arası örtülür. Avret mahalli eldiven veya bez kullanılarak örtünün altından temizlenir; daha sonra namaz abdesti gibi abdest aldırılır.

m.  Yıkama niyet ve besmele ile başlanır, “Gufrâneke yâ Rab = Artık senin af ve mağfiretinle baş başa, sen onu bağışla ey rahmân olan Allah.” duası ile devam edilir.

MEYYİTE ABDEST ALDIRILMASI

a.     Niyet ve besmeleden sonra meyyite abdest aldırılır. Abdest aldırmaya yüzden başlanır. Ağız ve buruna su verilmez. Dudakların içi ve dışı, burun delikleri, göbek çukuru parmakla veya parmağa sarılan bezle mümkün mertebe silinir. Ondan sonra elleri ve kolları yıkanır. Sahih olan görüşe göre başı da meshedilip, ayakları geciktirmeksizin yıkanır. Böylece ölüye abdest aldırılmış olur.

b.     Üzerine namaz farz olmayan çocuklara abdest aldırılması gerekmez.

c.      Abdest aldırıldıktan sonra meyyitin üzerine ılık su dökülür.

d.     Meyyitin önce sol tarafa yatırılıp sağ tarafı, sonra sağ tarafa yatırılıp sol tarafı yıkanır. Bu üç kere tekrar edilir.

e.     Bundan sonra meyyit hafifçe kaldırılır. Bu kaldırışta cenaze, yıkayan kişinin göğsüne, eline veya dizine dayandırılır. Sonra karnı hafifçe ovulur. Bir şey çıkarsa su ile yıkanıp giderilir. Yeniden abdest verilmesine ve baştan yıkanmasına gerek yoktur.

f.       Yıkama işleminden sonra meyyit havlu ile kurulanır. Cenaze yıkanırken pamuk kullanılmaz.

g.     Saçlar taranmaz, kesilmez, vucudun diğer bölümlerindeki kıllar da temizlenmez.

 

MEYYİTİN KEFENLENMESİ

a.     Ölen erkek veya kadını, bedenleri örtülecek şekilde kefenlemek farzdır. Kefen, cenazenin yıkanıp kurulanmasından sonra sarıldığı bez demektir. Bu bez, bir yönüyle ölünün bedenini örtme görevi gördüğü gibi, bir yönüyle de insanın bu dünyadan bir şey götüremeyeceğini, doğduğu gibi çıplak ve sade gideceğini temsil etmek üzere yensiz, yakasız ve dikişsiz sade bir bezdir.

b.     Kefenin beyaz pamuk  bezinden olması faziletlidir. Kefen olarak kullanılacak bez çok basit ve adi olmayacağı gibi şatafatlı olmamasına da dikkat edilmelidir.

c.      Kefen dürülürken koku sürülmesi âdettir.

d.     Erkek için kefen şekli;

1.     Lifâfe: Tüm vücudu örten üç kat bezdir. Etrafı dikişsiz olup, yensiz ve yakasızdır. Baştan ayağa kadar uzanır. Baş ve ayak taraflarından düğümlenir. Bu bakımdan izârdan biraz daha uzundur.

2.     Kamis: Gömlek şeklindedir. Bel üstü için örtülür, boyun kısmından ayaklara kadar uzanan gömlek yerinde bir bezdir.

3.     İzâr: Etek şeklindedir. Eteklik yerinde, baştan ayağa kadar uzanan bir bezdir.

e.     Bayan için kefen şekli;

1.     Erkeklerde bulunması gerekli olan üç örtüye ilavaten iki örtü daha vardır.

2.     Başörtüsü

3.     Göğüsten karına kadar olan ve göğüsü örten bez parçası

f.       Buraya kadar anlatılanlar, sünnet üzere kefenleme için gereken bez parçalarının sayısıdır. (Kefen-i sünnet) Bu sayıda bez parçası bulunamazsa, erkek için izâr ve lifâfe; kadın için bu ikisine ilaveten bir başörtüsü olursa, bu da yeterlidir. (Kefen-i kifâye) Bu kadarı da bulunmazsa gerek erkek, gerek kadın için sadece bir kat bez bulunabilirse, ölü bu tek parça beze sarılır. (Kefen-i zarûret)

Önce lifâfe tabut içine veya hasır/kilim gibi bir şey üzerine yayılır. Onun üzerine izâr serilir. Sonra da ölü, kefen gömleği içinde izârın üstüne konur. Ölü erkek ise, izâr önce soluna, sonra da sağına getirilerek sarılır, sonra lifâfe de aynı şekilde sarılır. Açılmasından korkulursa, kefen bir kuşak ile de bağlanabilir.

g.     Ölü kadın ise, saçları ikiye ayrılarak kefen gömleği üzerinden göğsü üzerine konulur ve üstüne, yüzünü de örtecek şekilde baş örtüsü konur. Sonra üzerine izâr sarılır ve izârın üzerinden göğüs örtüsü bağlanır. Daha sonra lifâfe sarılır. Göğüs örtüsü lifâfeden sonra da bağlanabilir.

CENAZE NAMAZININ FIKHİ HÜKMÜ

a.     Cenaze namazı farz-ı kifâyedir.

CENAZE NAMAZINA HAZIRLIK

a.     Cenaze namazı mescitlerin avlusunda kılınır ve cenaze ön tarafta olur.

b.     Bayanlar erkeklerin gerisinde durarak cenaze namazına katılabilirler.

c.      Cenaze namazına duran cemaatin ayakkablarını Hanefî mezhebine göre çıkartmaları gerekmez.

d.     İmkân dâhilinde meyyitin yüzünün Mekke’ye dönük bir şekilde bulundurulması ve o şekilde namazın düzenlemesinin yapılması tavsiye edilir.

e.     Cenaze namazı ayakta kılınır.

f.       Cenazede meyittin cinsine göre niyet edilir.

 

CENAZEYE SAYGI

a.     Cenazeye gerekli saygı ve hürmetin gösterilmesi gerekir.

b.     Elbiseler bayram havasında olmamalıdır. Allah’a isyan anlamını içerecek şekilde dövünüp, saç baş yolmamak ve yersiz sözler söylememek şartıyla cenaze için kalben kederlenmek ve göz yaşı dökerek ağlamak doğaldır ve bu günah değildir. Ölü, kendisi sağlığında vasiyet etmedikçe, arkasından ağlayanlar yüzünden kabrinde azap çekmez.

 

CENAZENİN TAŞINMASI

a.     Cenazeyi teşyî etmek, yani arkasından mezara kadar gitmek sünnettir. Bunda büyük sevap vardır. Hatta akraba veya komşulardan olup iyi hâliyle bilinmiş kişilerin cenazesini teşyî etmenin nafile namazdan daha faziletli olacağı söylenmiştir.

b.     Cenazenin taşınmasında sünnet olan şekil, dört kişinin dört taraftan cenazeyi yüklenmesidir. Her bir taraftan sırayla yüklenip onar adım, toplam kırk adım götürmek müstehaptır. Cenaze önce ön taraftan sağ omuza, sonra ayak tarafından sağ omuza alınır. Sonra yine ön taraftan bu defa sol omuza, sonra arka taraftan sol omuza alır. Her bir omuzlamada onar adım yürünür.

c.      Cenazeyi takip edenlerin, cenazenin arkasından yürümeleri daha faziletli olmakla birlikte, önden yürümekte de bir sakınca yoktur. Cenazeyi yaya olarak takip etmek binitli olarak takipten daha faziletlidir. Eğer binitli olarak takip edilecekse, cemaati rahatsız etmemek için ya en önden gitmek ya da cemaatin arkasından gelmek uygun olur. Cenaze vakar içinde izlenmeli, cenaze ve üzüntü ortamına uygun düşecek şekilde davranılmalı, gerekmedikçe konuşulmamalıdır. Yapılacak iş, dua, tefekkür ve tezekkür etmektir.

d.     Cenaze toprağa konulmadan önce oturulmaması; cenaze toprağa konulduktan sonra ise, ayakta kalınmaması uygundur.

e.     Mezarlık, duruma göre bir insan boyunda ortalama 150 cm derin ve 100 cm geniş olabilir.

 

CENAZE TOPRAĞA KOYULURKEN

a.     Cenaze kıble tarafından kabre indirilir, sağ yanı üzerine kıbleye döndürülür ve kefen üzerinde bağ varsa çözülür.

b.     Cenazeyi kabre koyan kişiler “Bismillâhi ve alâ milleti resûlillâh = Allah’ın adıyla ve elçisinin dini üzere” derler. Cenazeyi kabre koyacak kişilerin sayısı ihtiyaca göre değişir.

c.      Meyyiti sağ tarafına yatırıp, yüzünün Mekke’ye çevirilmesi sağlanır.

d.     Meyyit toprağa indirilirken indirenlerin, “Bismillâhi ve alâ milleti resûlillah” cümlelerini söylemeleri müstehaptır.

e.     Bayanların toprağa indirilmesinde yakınlarının indirmesi tavsiye edilir.

f.       Definde bulunan kişilerin kabir üzerine üç avuç toprak atarak birinci defada “Sizi bundan (topraktan) yarattık.”, ikincisinde “Sizi tekrar toprağa iade edeceğiz.”, üçüncüsünde de “Sizi bir kez daha topraktan çıkaracağız.” demeleri müstehaptır.

g.     Mezarın iki karış yükseltilerek tümsek hâle getirilmesi de menduptur.

h.     Kabrin gereksiz masraflı ve şatafatlı yapılardan olmaması gerekir.

i.        Kabirlerin temiz tutulması gerekir.

 

MEZARIN KAPATILMASI

a.     Cenazenin defni üzerinden bir süre geçtikten sonra, orada Kur’an okumak bazı toplumlarda hoş karşılanmıştır. Genellikle Mülk, Vâkıa, İhlâs, Felak ve Nâs sureleri, sonra Fâtiha ile Bakara suresinin ilk beş ayeti okunur. Sevabı da cenazenin ve diğer müminlerin ruhlarına bağışlanır. Ölünün bağışlanması için dua edilir ve yavaş yavaş cemaat dağılır. Peygamberimiz bir cenaze gömüldükten sonra bunları yapmamakla beraber hemen dönmez, bir müddet mezarı başında bekler ve cemaate şöyle derdi: “Kardeşiniz için yüce Allah’tan mağfiret isteyiniz ve kendisine sükûnet vermesini dileyiniz. O şimdi sorguya çekilmektedir.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 67-69)

b.     Ölünün velisi, ölünün gömülmesinin ertesi gününden başlayarak yedinci gününe kadar, imkânı ölçüsünde fakirlere sadaka vermeli ve sevabını ölüye bağışlamalıdır. Bu bir sünnettir. Bunu yapamazsa iki rekât namaz kılarak sevabını ölüye bağışlar. Ölü sahiplerinin ölümün birinci, üçüncü günlerinde veya haftasında yemek vermeleri konusunda herhangi bir sünnet veya tavsiye bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ölü sahiplerine eziyet olmamak, gereğinden fazla önemsememek (yani bunu dinî bir görev saymamak) şartıyla ve daha ziyade fakirlerin doyurulmasına yönelik olarak bu zamanlarda yemek verilebilir. Komşuların ilk üç gün içerisinde, ölü sahipleri için yemek hazırlayıp getirmeleri, yaygın olarak yapılan güzel âdetlerdendir.

 

ÖLÜLERİN YAD EDİLMESİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ”Ölülerinizin güzel işlerini yâd edin, kötü taraflarını dile getirmeyin.” (Tirmizî, Cenâiz, 34) buyurarak, ölmüşlerimizi hayırla anmamızı, iyi taraflarını ön plana çıkarmamızı tavsiye etmiştir.

 

TAZİYE SÖZLERİ VE SÜRESİ

Taziye, ölünün yakınlarına mümkün olduğunca teselli edici, rahatlatıcı sözler söylemek ve üzüntüsünün paylaşıldığını göstermekten ibarettir. Çoğunlukla “Allah size güzel sabırlar ihsan etsin ve mükâfatını versin.”, “Başınız sağ olsun! Allah geride kalanlara ömür versin!” gibi sözler söylenir

Taziye süresi, aynı yerde yaşayanlar için üç gündür. Taziyenin üç gün içinde yapılması müstehaptır. Ölü sahipleri normal hayata daha çabuk dönebilsinler diye, üç günden sonra taziyede bulunmak mekruh kabul edilmiştir.

 

CENAZE KAVRAMLARI VE ANLAMLARI

a.     Cenaze: ölü, tabut veya teneşir

b.     Muhtazar: son nefesine yaklaşmış ve ölmek üzere olan kişi

c.      Meyyit (çoğulu mevtâ): ölen kişi

d.     Teçhiz: ölü için genel olarak yapılması gereken hazırlıklar

e.     Gasil: ölünün yıkanması

f.       Tekfin: ölünün kefenlenmesi

g.     Teşyî: ölünün tabuta konulup musallâya yani cenaze namazının kılınacağı yere ve namazdan sonra kabristana taşınması

h.     Defin: ölünün kabre konulması

i.        Telkin: muhtazarın yanında kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet okunması; definden sonra, sorulması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşması

  1. Taziye: ölünün yakınlarına başsağlığı dilenmesi

 

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUA EZBER MÜFREDATI

DİNİ MERASİMLER

KONUSUNA GÖRE AŞRI ŞERİFLER

TEMEL ATMA VE İŞYERİ AÇMA DUASI

Dilek ve Şikayetler

Ad

E-posta *

Mesaj *

Gizlilik Politikası

Gizlilik Politikası

Son güncellenme: 28/10/2022

Güvenliğiniz bizim için önemli. Bu sebeple bizimle paylaşacağınız kişisel verileriz hassasiyetle korunmaktadır.

Biz, din gör. mulakat ve sonrası, veri sorumlusu olarak, bu gizlilik ve kişisel verilerin korunması politikası ile, hangi kişisel verilerinizin hangi amaçla işleneceği, işlenen verilerin kimlerle ve neden paylaşılabileceği, veri işleme yöntemimiz ve hukuki sebeplerimiz ile; işlenen verilerinize ilişkin haklarınızın neler olduğu hususunda sizleri aydınlatmayı amaçlıyoruz.

Toplanan Kişisel Verileriniz, Toplanma Yöntemi ve Hukuki Sebebi

IP adresiniz ve kullanıcı aracısı bilgileriniz, sadece analiz yapmak amacıyla ve çerezler (cookies) vb. teknolojiler vasıtasıyla, otomatik veya otomatik olmayan yöntemlerle ve bazen de analitik sağlayıcılar, reklam ağları, arama bilgi sağlayıcıları, teknoloji sağlayıcıları gibi üçüncü taraflardan elde edilerek, kaydedilerek, depolanarak ve güncellenerek, aramızdaki hizmet ve sözleşme ilişkisi çerçevesinde ve süresince, meşru menfaat işleme şartına dayanılarak işlenecektir.

Kişisel Verilerinizin İşlenme Amacı

Bizimle paylaştığınız kişisel verileriniz sadece analiz yapmak suretiyle; sunduğumuz hizmetlerin gerekliliklerini en iyi şekilde yerine getirebilmek, bu hizmetlere sizin tarafınızdan ulaşılabilmesini ve maksimum düzeyde faydalanılabilmesini sağlamak, hizmetlerimizi, ihtiyaçlarınız doğrultusunda geliştirebilmek ve sizleri daha geniş kapsamlı hizmet sağlayıcıları ile yasal çerçeveler içerisinde buluşturabilmek ve kanundan doğan zorunlulukların (kişisel verilerin talep halinde adli ve idari makamlarla paylaşılması) yerine getirilebilmesi amacıyla, sözleşme ve hizmet süresince, amacına uygun ve ölçülü bir şekilde işlenecek ve güncellenecektir.

Toplanan Kişisel Verilerin Kimlere ve Hangi Amaçlarla Aktarılabileceği

Bizimle paylaştığınız kişisel verileriniz; faaliyetlerimizi yürütmek üzere hizmet aldığımız ve/veya verdiğimiz, sözleşmesel ilişki içerisinde bulunduğumuz, iş birliği yaptığımız, yurt içi ve yurt dışındaki 3. şahıslar ile kurum ve kuruluşlara ve talep halinde adli ve idari makamlara, gerekli teknik ve idari önlemler alınması koşulu ile aktarılabilecektir.

Kişisel Verileri İşlenen Kişi Olarak Haklarınız

KVKK madde 11 uyarınca herkes, veri sorumlusuna başvurarak aşağıdaki haklarını kullanabilir:

  1. Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme,
  2. Kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
  3. Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
  4. Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
  5. Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,
  6. Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
  7. (e) ve (f) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
  8. İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
  9. Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğraması hâlinde zararın giderilmesini talep etme, haklarına sahiptir.

Yukarıda sayılan haklarınızı kullanmak üzere ekol_orhan@hotmail.com üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim

Sizlere hizmet sunabilmek amaçlı analizler yapabilmek için, sadece gerekli olan kişisel verilerinizin, işbu gizlilik ve kişisel verilerin işlenmesi politikası uyarınca işlenmesini, kabul edip etmemek hususunda tamamen özgürsünüz. Siteyi kullanmaya devam ettiğiniz takdirde kabul etmiş olduğunuz tarafımızca varsayılacak olup, daha ayrıntılı bilgi için bizimle ekol_orhan@hotmail.com e-mail adresi üzerinden iletişime geçmekten lütfen çekinmeyiniz.

Bu gizlilik politikası, https://sartlar.com aracılığıyla oluşturulmuştur.